Ali Enver
Uzak diyarların en güzel ve en gizemli köşelerinden birinde, Altın Orman adında büyülü bir yer varmış. Bu ormanın her ağacı, her çiçeği büyülüymüş. Rüzgar, onların melodisini taşırken, kuşlar melodik şarkılar söylermiş.
Altın Orman’ın hemen yanı başındaki bir köyde, Ali Enver adında bir genç yaşarmış. Ali Enver, cesur, meraklı ve hayalperest bir ruha sahipti. Bir gün, köyde anlatılan bir efsaneden etkilenmişti: “Kuyruklu Yıldızın İzinde”. Bu efsaneye göre, Altın Orman’ın derinliklerinde, zaman zaman görünen kuyruklu bir yıldızın izi vardı. Bu izi takip edenler, en büyük dileklerini gerçekleştirebilirmiş.
Ali Enver, o günden sonra tek bir düşünceyle yanıp tutuşmuştu: Kuyruklu Yıldızın İzini bulup en büyük dileğini gerçekleştirmek. Ve böylece, bir sabah, cesaretini toplayıp yola çıkmış.
Altın Orman’ın büyülü atmosferinde ilerlerken, karşısına çıkan zorlukları cesaretle aşmış. İleriye doğru adımladıkça, ormanın gizemli güzellikleri ona rehberlik etmiş. Yorulduğunda, kuşlar melodik şarkılarıyla ona moral vermiş.
Günler geçti, geceler geldi ve gitti. Ali Enver, hiçbir zaman umudunu kaybetmemişti. Sonunda, ormanın en derin ve en karanlık köşelerinden birinde, muhteşem bir manzara gördü. Gökyüzünde parlayan kuyruklu bir yıldızın izi duruyordu. Yıldızın ışığı, etrafı aydınlatırken, bir gölge gibi uzanan iz, ona tüm gücüyle çağrışım yapıyordu.
Ali Enver, yıldızın izini takip ederek yoluna devam etti. Engellerle dolu bu yolculukta bile, hiçbir zaman pes etmedi. Sonunda, yıldızın izinin sona erdiği bir meydana ulaştı. Orada, bir çeşmenin başında duran bir periyle karşılaştı.
Peri, Ali Enver’in gözlerine derinlemesine baktı ve ona sordu: “Yolculuğun neydi, genç maceracı?”
Ali Enver, yıldızın izini takip etme amacını ve en büyük dileğini dile getirdi. Peri, gülümsedi ve ona şöyle dedi: “Senin gibi bir cesur ve kararlı ruh, en büyük dileklerini gerçekleştirebilir. Ancak, asıl sihir senin içindedir. Dileklerini gerçekleştirecek gücü ve bilgeliği zaten taşıyorsun.”
Ali Enver, periye minnettar bir şekilde teşekkür etti ve onun sözlerini anlamaya başladı. Artık, en büyük dileklerini gerçekleştirmek için bir yıldıza ihtiyacı olmadığını fark etmişti. İçindeki güç ve azim, tüm engelleri aşmasına yardımcı olabilirdi.
Dönüş yolculuğuna başladığında, Ali Enver, yıldızın ışığını kalbinde taşıdı. Yolculuğunun gerçek gücünün, içindeki cesaret ve kararlılık olduğunu kavramıştı. Artık, hayallerini gerçekleştirmek için kendi iç dünyasına güvenmesi gerektiğini biliyordu.
Ve o gün, Ali Enver geri döndüğünde, köyüne bir kahraman olarak değil, içindeki gücü keşfeden biri olarak döndü. Artık, her adımında kendi kuyruklu yıldızının izini takip edecekti.